Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’de Lazer Uygulamaları

Günümüzde plastik cerrahide lazer cerrahi uygulamaları, geleneksel cerrahi işlemler ile gerçekleştirilen birçok girişimin yerini almaya başlamış ve özellikle cilt gençleştirme, kırışıklık tedavisi ve damar veya pigment kökenli cilt lekelerinin tedavisinde ilk seçenek olmuştur. Ancak başlangıçta hatırlatmak ve uyarmak gerekir; lazer teknolojisi doğru yerde ve bir uzman tarafından kullanılmadığında cerrahi bıçaktan daha tehlikeli olup, etkileri geri dönüşümsüzdür.

Yüz Gençleştirme, Cilt Lekeleri ve Kırışıklıkların Tedavisi

Yüz gençleştirmede, yüzdeki kırışıklıkların, lekelerin ve akne izleri ve yara izlerinin tedavisinde hem ultrapulse hem de fraksiyonel modda çalışan yeni kuşak lazer modelleri oldukça etkilidir. Girişimden sonra iyileşme süreci çok kısa olup, 5-7 günde kişinin işine gücüne geri dönmeye imkan verir, tam etkisi en erken 3.ayda başlar, 6.ayın sonunda ortaya çıkar ve kalıcı etki bırakır. Uygulama süresi yaklaşık 30 dk olup, diğer lazerlere oranla toleransı oldukça yüksek ve sadece haricen sürülen anestezik kremden hemen sonra kolaylıkla uygulanabilir. Lazer öncesi ve sonrası cilt bakımı ve güneşten korunma oldukça önemli olup, özellikle güneşin yoğun olarak görüldüğü yaz ayları dışında uygulamanın gerçekleştirilmesi önerilir.

Ameliyatsız Cilt (Yüz, Boyun ve Karın) Germe, Sıkılaştırma ve Gençleştirme

Başlangıçta yüz soyma (resurfacing) lazerleri ön plandayken son yıllarda geliştirilen yüz soymadan deri sıkılaştırma ve kırışıklık giderme amaçlı uzun dalga boylu infrared (kızılötesi) lazerlerin kullanıma girmesi bu alanda umut veren gelişmeler olmuştur. Yüzde cildin soyulmasıyla beklenilen etki, yaşlanmış ve yıpranmış dış örtü tabakasının kontrollü olarak uzaklaştırılıp, alttan yeni ve taze bir cildin ortaya çıkmasının sağlanması ve yaşlanma ile güneşe maruziyetin etkisiyle yıpranmış olan cildin destek yapısı kollajenin arttırılmasıdır. Cilt soyma işleminde beklenen iyileşme süreci uygulanan lazer tedavisinin şekli veya derinliğine göre değişiklik gösterir, devamlı dalga lazerlerde bu süre birkaç hafta ile ayı bulurken, fraksiyonel yeni kuşak lazerlerde neredeyse 1 haftaya kadar indirilmiştir. Buna rağmen iyileşme süreci kısa bile olsa kişinin sosyal ortamdan izolasyonuna yol açtığından son yıllarda deride yüzeyde herhangi bir soyma işlemi uygulamadan derin tabaka kollajenin ısıtılarak yıkılması(denatürasyon) ve soğutularak sıkılaştırılması (renatürasyon) ve dokunun iyileşme sürecinin uyarılması ile yeni kollajen üretiminin başlatılmasını sağlayan infrared ve diode lazerlerin uygulanmasından hemen sonra kişi işine ve diğer günlük aktivitelerine hemen dönebilmektedir. 1100-1800 nm dalga boyu arasında etki gösteren infrared lazer cilde herhangi bir hasar ve zarar vermeden kontrollü ve güvenli cilt sıkılaştırma işlemi sağlar. haricen sürülen lokal anestezik ve jel kullanılarak uygulandığında oldukça konforlu olup, uygulama süresi uygulanan bölgeye göre yaklaşık 15-30 dk’dır.  Tek bir tedavi seansında kaydadeğer düzelme sağlar, ancak maksimum etki için bir ay arayla 2 veya 3 seans önerilir. Girişimden sonra iyileşme süreci çok kısa olup, 2.gün işine gücüne geri dönmeye imkan verir, ciltte oluşacak kalıcı ve tam etkisi 6 ayda ortaya çıkar. Özellikle cerrahi girişime uygun aday olmayan ve erken yaşlanma belirtileri gösteren bireylerde yüz, boyun ve karın gibi bölgelerde kırışıklık ve sarkıklıkların tedavisinde oldukça etkilidir.

Pigmentli Lezyonların Tedavisi

Son yıllarda özellikle Q-switched lazerlerin kullanıma girmesiyle lazerin dokudaki seçiciliği arttırılmış ve ister doğuştan isterse sonradan ortaya çıkmış olsun, deriden çok kabarık olmayan ve iyi huylu bütün pigmentli lezyonların ortamdan uzaklaştırılmasında ilk seçenek araçlar olmuştur. Özellikle yüzdeki çiller, koyu kahverengi lekeler, ciltteki küçük-orta-büyük benler (nevüsler) 1-4 seansta pigment spesifik lazerler ile kolaylıkla tedavi edilebilmektedir. Yine aynı Q-Switched lazerler pigmente deri lezyonlarının yanısıra, özellikle koyu renkli (kahverengi, siyah) dövme-tatuaj izlerinin giderilmesinde etkinliği yüksek olup, kırmızı ve sarı renkli pigmentlerin giderilmesi genellikle güçtür.

Damarsal-Vasküler Lezyonların Tedavisi

Klinik pratikte kullanılan uzun dalga boyu 1064 nm’de etki gösteren Nd:YAG vasküler lazeri ile ciltte özellikle varis sonrası ortala çıkan telenjiektaziler, kılcal damar genişlemeleri, damarsal lekeler (Porto şarabı lekesi-portwine stain, hemanjiom gibi) cilt damar anormalliklerinin etkili bir şekilde giderilmesi mümkündür. Doğumsal veya doğumdan hemen sonra ortaya çıkan damarsal lezyonların erken lazer tedavisi (doğumdan hemen sonra 1-3 ay içinde) bu lezyonları zaman içinde büyümesi ve çocukta psikolojik travmlara yol açmasını önlerken, erkenden gerileme fazına sokarak lezyonun hızlıca kaybolmasını sağlamaktadır.  Yeni teknoloji kontakt tip soğutma başlığıyla, deride soğutma sağlayarak cilde herhangi bir hasar vermeden kontrollü ve güvenli damar anomalisi tedavisi sağlar. Tek bir tedavi seansında kaydadeğer düzelme sağlar, ancak maksimum etki için 1 ay arayla 2-3 seans önerilir. Girişimden sonra uygulanan yerde hafif bir morluk olması tedavinin etkinliğini gösterir ve 1-2 hafta sonunda kendiliğinden geçer ve ortaya çıkan etki kalıcıdır. Uygulama süresi lezyonun büyüklüğüne göre yaklaşık 15-30 dk arasında değişir.

İstenmeyen Kıl ve Tüylerin Kalıcı Tedavisi (Epilasyon)

Başta kadınlarda olmak üzere, erkeklerde de vücudun özellikle görünen bölgelerinde kıl yoğunluğunun fazla olması en fazla yakınılan bir durum olup, son yıllarda geleneksel yöntemlerin yerini kalıcı etki sağlaması dolayısıyla lazer epilasyon almaya başlamıştır. Ancak deri tipi, kıl yoğunluğu ve kalınlığı ile kılların anatomik gölgelere göre farklılıkları dikkate alınmadan uygulandığında, katastrofik sonuçlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Lazerin kullanımı tıp merkezi veya hastanelerde bu konuda uzmanlık belgesi olanlara tanınmış bir yetki olup, epilasyonun uygulanması mutlaka lazer konusunda deneyimi olan tıp uzmanları tarafından gerçekleştirilmeli, cilt bakım merkezleri veya kuaförlerde asla yaptırılmamalıdır. Klinik pratikte etkinliği olan lazerler, alexandrite (775 nm), diode (810-830 nm) ve Ng:YAG (1064nm) olup, hastanın belirlenen deri tipi ve kılların yoğunluk ve kalınlık parametrelerine göre otomatik olarak kontrollü, güvenli ve kalıcı bir epilasyon sağlamaktadır. Özellikle yüz, gövde, kol ve bacaklar ile koltukaltı ve pubis-kasıktaki istenmeyen kılların giderilmesinde oldukça etkili bir lazerdir. Uygulama hızı oldukça hızlı olup, tüm sırtta 15 dk, bacakta 10 dk’da tedavi tamamlanır, 3 ay arayla uygulanacak olan 3 seans tedavi sonrasında %80’den fazla kalıcı epilasyon sağladığı klinik çalışmalarla da gösterilmiştir. hasta tarafından toşeransı yüksek olup, Yeni teknoloji kontakt tip soğutma başlığıyla, deride soğutma sağlayarak cilde herhangi bir hasar vermeden epilasyon işlemi gerçekleştirilir. Hastaların epilasyon işleminden önce, lazer epilasyonun etkinliğinin daha yüksek olması için 1-3 ay süreyle ağda veya depilasyon kremi kullanmamaları önerilir.

Prof. Dr. Ali Rıza ERÇÖÇEN
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
El Cerrahisi ve Mikrocerrahi Uzmanı
Ağız, Çene ve Yüz Cerrahisi Uzmanı