Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi insan vücudunun tepeden tırnağa doğumsal (konjenital) veya sonradan edinilmiş (akkiz) anomalilerinin, form ve fonksiyon bozukluklarının giderilmesine ve görünümünün düzeltilmesine çalışan bir cerrahi dalıdır.
Plastik, Yunanca kökenli bir sözcük olup, “şekillendirmek” ve “bir kalıba uydurmak” anlamına gelir; Rekonstrüktif ise Latince kökenli olup kaybedilen bir uzuvu form ve fonksiyon kazandırmak amacıyla “yeniden yapmak” anlamına gelir; son olarak Estetik zaman ve mekana göre göreceli olarak değişen bir kavram olup, yaş, cinsiyet, etnik ve bölgesel özellikler dikkate alındığında, insan bedeninin göze hoş görünmesi, kişinin özgüveninin sağlanması ve görünümünün mükemmele ulaştırılması için gerekli çabaları kapsar.
Plastik Cerrahi, Rekonstrüktif Cerrahi ve Estetik Cerrahi farklı anlamlar taşıyan kavramlar ve farklı amaçlarla yapılan girişimleri tanımlıyor gibi görünse de, amaç ve hedef açısından iç içe geçmiş halkalar gibi aslında bir bütünün parçaları olarak anlaşılmalıdır. Tıbbi bir problemden dolayı onarılan bir bölgenin veya yeniden oluşturulan bir uzuvun mutlaka estetik açıdan görünümü oldukça önemli olduğu kadar, estetik amaçlı olarak bir problemin giderilmesi amacıyla uygulanan girişim sırasında o bölgenin veya uzuvun kazanacağı/kaybedeceği fonksiyon daha büyük önem taşır. Dolayısıyla, eskiden yapıldığı gibi girişimleri doğrudan estetik cerrahi veya rekonstrüktif cerrahi diye keskin sınırlarla ayırmak artık günümüzün modern plastik cerrahi terminolojisinde mümkün değildir.

UYGULAMA ALANLARI?
Genel olarak Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’nin uygulama alanları insan vücudunun yüzeyi ile deri ve deri altı dokuların cerrahi problemleri gibi algılansa da, bu doğru değildir; özellikle form ve fonksiyon açısından çok önemli olan baş-boyun, gövde, iç organlar ve ekstremiteler ile el gibi organ ve uzuvların doğumsal ve edinsel (travmatik, enfeksiyöz, patolojik, onkolojik) problemlerinin giderilmesine yönelik bütün girişimleri kapsar.
Temel doktrin ‘kaybedilen uzuv veya dokuyu ona benzer dokularla onarmak’tır. Bu girişimler çağdaş ve modern cerrahi tekniklerle uygulanırken, günümüzde bu tekniklerle sonuç alınamadığı durumlarda problemlerin çözümünde artık Doku Mühendisliği-Prefabrikasyon, Rekonstrüktif Mikrocerrahi, Organ Nakli-Transplantasyon, Endoskopik Cerrahi, Laser Cerrahi ve Diğer (fiziksel ve kimyasal ajanlar) Yöntemler de artan sıklıkta uygulanmaktadır.

Prof. Dr. Ali Rıza ERÇÖÇEN
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
El Cerrahisi ve Mikrocerrahi Uzmanı
Ağız, Çene ve Yüz Cerrahisi Uzmanı